Giriş
Balkan Müslümanlarının ağırlıklı olarak Osmanlı döneminde İslam ile tanıştığını göz önünde bulundurarak, bu bölgedeki Osmanlı idaresi altındaki İslamî eğitim faaliyetleri hakkında kısaca bilgi vermek istiyoruz.
Balkanlar’da Osmanlı eğitim kurumlarında öğrenciler; hocalar ve öğrenciler temelinde seçilen İslamî disiplinlerle farklı alanlarda eğitiliyordu. Hocaların rehberliği altında öğrencilerin istenilen seviyeye gelmesinden sonra öğrencilere eğitim ve öğretim yapmaları amacıyla icazet veriliyordu. Bu bağlamda kurumlar tarafından değil hocalar tarafından öğrencilere verilen icazetin altını çizmekte fayda vardır (Idriz, 2000, ss. 221–284; Idriz, 2003, ss. 169–188).
Bu manada ve buna ilaveten, ibtidai okullar, idadi, tekke ve medreselerle Osmanlı yönetimi altındaki gerçekleştirilen bu eğitimin önemini belirtmek istiyoruz. 15. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı Devleti’ndeki eğitim sistemi ilkokulu -muallimhane- içerecek şekilde 16. yüzyılda şöyle sınıflanıyordu:
Medreseler
Hangahlar (Dervişlerin ve mistiklerin eğitildiği okullar)
Dar’ül Kur’an
Dar’ül Hadis
19. yüzyılın sonundaki eğitim faaliyetleri, Balkan ulusları arasında ulusal okulların kuruluşu süreciyle karakterize edilmekte olan, yukarıda bahsedilen süreç üzerinde durmaktayız. Diğer yandan, bu süreç 20. yüzyıl boyunca da Balkan bölgesinde sosyalizm ve komünizmin yükselişi ile onların Müslümanların günlük dinî faaliyetleri üzerindeki olumsuz etkileri ve müslümanlar arasındaki İslamî eğitimin gelişim süreci tarafından karakterize edilmektedir.
Yeni kurulan sistemin bu olumsuz etkileri yanında yukarıda belirtildiği gibi Bulgaristan ve Arnavutluk örneklerinde olduğu üzere Yugoslavya gibi bazı diğer devletler tarafından farklı şekillerde gerçekleştirilen ve uygulanan kültürel yıkımın sert uygulamaları vardır. 1990’ da komunizmin çöküşünden sonra Balkanlar’da İslam toplumu Müslümanların ihtiyacı olan eğitimin tamamlanması noktasında yeni eğitim kurumlarının kurulması ve geliştirilmesi açısından beklenmeyen zorluklarla yüzleştiler. 20. yüzyılın ikinci yarısında bölgede İslamî çalışmalar fakültesi ve yeni medreseler kurulması bölgedeki Müslümanların başlıca başarılarından biri olarak düşünülmektedir.
Eğer biz 20. yüzyılda ve 21. yüzyılın başında Balkanlar’daki İslamî eğitimin gelişim sürecine bakarsak bu süreci birbirini takip eden iki bileşene ayıracağız:
Medreseler, İslamî Fakülteler, Camiler ve mektepler gibi İslam toplumunun yönetiminde ve kontrolü altındaki İslamî eğitim kurumları ve faaliyetleri.
İslamî eğitimle ilgili eğitimsel yaklaşımın ikinci tipi Balkan bölgesindeki devletlerde demokratik değerler ve saygının gelişimi temelindedir ve bununla ilerlemektedir. Sonuçta giriş ve ikinci derece dinî eğitim önerisi gibi dinî eğitim üzerine yumuşamayı içeren bu demokratik teklif ve uygulamasının devlet tarafından yönetilmesi devlet için ortaya çıkan yeni yaklaşımdır.
20. yüzyıl özelinde Balkanlar’da ve genelde dünyada da radikal, sosyal ve politik bir değişimler dönemidir. Bütün bu değişimler din-devlet ilişkilerini dinamik olarak etkiledi ve sonuçta yukarıda bahsedilen ilişkilerin geleceği, doğası ve tipi hakkında yeni tartışmalar ortaya çıktı.
Eğer din-devlet ilişkileri açısından devletlerin politik sitemlerine bakacak olursak, biz din-devlet ilişkilerini her ülkenin politik, kültürel, etnik ve dinî yapıların çeşitliliğinden dolayı tek tipte tartışamayız. Dahası, din-devlet ilişkilerinin daha kolay anlaşılması için, aşağıdaki gibi dört grupta devletleri değerlendirmeliyiz:
Bu devletlerin ilk grubu, dinî ve yasal sistemleri dinî kurumların kontrolü altındaki dinî devletler olarak belirlenebilir. (12 devlet)
İkinci grubun üyeleri dinî kurumlar tarafından kontrol edilmeyen “resmi din”ve meşru sisteme sahip devletlerdir. (60 devlet)
Üçüncü grup devletler seküler-laik devletlerdir. (Yaklaşık 120 devlet)
Dördüncü ve son grup her dine karşı kayıtsız kalan din karşıtı devletlerdir. (5 devlet)
Biz bu noktadan konuya baktığımızda Arabistan ve İran gibi “dinî devlet” teşekküllü devletler grubu; İtalya, İngiltere, İspanya, Norveç ve Polonya gibi devletler ise resmi dinî olan devletlerin kategorisi içindedirler. Diğer yandan Almanya, Fransa, Belçika gibi devletler seküler devletler; Çin ve Kuzey Kore gibi devletler ise anti-dinî devletler grubuna girerler.
Yukarıda bahsedilen sınıflamaya ek olarak, Monsma ve Soper liberal demokrasi tarafından yönetilen ülkelerde din-devlet ilişkilerinin iki tipi olduğunu ifade etmektedirler:
Bu grubun ilki İngiltere ve Yunanistan gibi bir devlet dinî olarak kabul edilen ve devlet tarafından öncelenen bir dinî grubun kurduğu “kısmi kuruluş” olarak adlandırılır.
Aşağıdaki gruplarda din-devlet ilişkileri ABD ve Fransa örneklerinde olduğu gibi devletlerden nadiren direk finansal destek almaları ve geniş manada sivil toplumun bir parçası olarak görülen, devletlerden ayrılmış varlıklar olarak düşünülen bütün dinî gruplar “sert ayrılıkçı” olarak belirlenmiştir.
Sonuç olarak Almanya, Avusturya, Hollanda ve Norveç gibi ülkeler din ve devlet ilişkilerinde orta bir yer bulmayı başardılar ve onlar farklı dinî ve toplumsal grupları tanıdılar. Dinî ve seküler duyguların ayrımı olmaksızın farklı grupları ekonomik olarak desteklemeyi ve onların varlıklarının teşekkülü için gerekli ayarlamaları yerine getirmeyi denediler (Monsma, 1997; Köylü, 2017, 229-230).
Din-devlet ilişkilerini analiz ettiğimiz zaman, din karşıtı devletler ile din devletleri arasında çok fazla problem olmadığını göreceğiz. Birinci grup eğitim sistemlerinde bölge önemlidir, öbür yandan din karşıtı ülkelerde okuldaki eğitim sisteminde din mevcut değildir. Bu bağlamda politik sistem açısından sekülerizm ABD gibi “uzlaşmacı laiklik” veya pasif olarak tanımlanan ilk grubta ikiye ayrıldığını farketmekteyiz. Bir diğeri Fransa gibi “çatışmacı laiklik” olarak adlandırılan ülkelerdir. Yukarıda bahsedilen sınıflama temelinde devletlerin halk-devlet ve özel eğitim kurumlarında dine yaklaşımları farklıdır.
Batı toplumlarında dinî eğitim üç bakımdan uzmanlar arasında tartışma konusu olmuştur:
Öncelikli tartışma konusu din eğitiminin, eğitimin mi yoksa dinin mi bir meselesi olduğuyla ilişkilidir.
İkinci tartışma konusu din eğitiminin müfredat uygulamasının bir parçası olup olmaması veya eğitimin şeklinin okullardaki dinî grupların çocukları için temin ettiği farklı dinî gruplar tarafından verilmesi ile ilişkilidir.
Din eğitimi hakkında tartışmaların artması Avrupa’da zengin mezhepsel ve dinî geçmişten temellenen din eğitimdeki pratik ve politika çeşitliliğiyle ilişkilidir. Ancak yine de bu anlamda uluslararası bir karşılaştırma çok zor göründüğünden birçok mesele her ülkedeki ulusal seviyede baskın dinî eğitim tartışmaları ile alakalıdır.
Kuzey Makedonya’da İslamî Eğitim
14. yüzyılın sonunda ve 15. yüzyılın başında Osmanlı bütünüyle Balkanlara hâkim oldu. Kervansaraylar, hanlar, pazarlar, kaleler ve saraylardan başka, Osmanlı devleti bu bölgedeki bilim ve kültürün gelişmesinde politik ve ekonomik altyapıda camiler, medreseler, mektepler, tekkeler gibi yatırımlar yaptı ve yapılar inşa etti. 1391’de Üsküp’ten sonra Osmanlı devletine dâhil olduğunda Kuzey Makedonya Balkanlar bölgesinde önemli dinî, kültürel ve bilimsel bir merkeze dönüştü ve Osmanlı yönetiminin bölgede son bulmasına değin bu alanlara katkıda bulundu. Ünlü seyyah Evliya Çelebi’ye göre Kuzey Makedonya’da 17. yüzyılda mekteplerin ve medreselerin çoğu burada mevcuttu. Biz bu eğitim kurumlarının müfredatı açısından veri eksikliği yaşamamıza rağmen, bazı araştırmalara göre dinî konular yanında Arapça, hat sanatı ve matematiğin öğretildiğini biliyoruz.
Osmanlı’nın Balkan topraklarından çekilmesinden sonra (1912) Osmanlı dönemi boyunca kurulan eğitim kurumları politik ve ekonomik birçok sorunla yüzleşti. Yeni yönetimi ele geçiren devletlerin baskılarına rağmen, 20. yüzyılda Yugoslavya Krallığı, Kuzey Makedonya’nın Müslüman nüfusu hâlâ bölgedeki dinî ve kültürel değerlere olan katkısını sürdürmektedir. Bu amacı elde etmek için Müslüman nüfus medreselerin eğitime devamı için büyük bir maddi ve manevi destek verdi.
Yugoslavya Krallığı (1912-1940) döneminde 12 medrese aktif eğitime devam etmekteydi. Bu bağlamda, Müslüman nüfus bir önceki yüzyılda anti-İslamî saldırılardan dinî ve kültürel değerlerini korumak için bu süreci devam ettirdi. Medreselerden öğrencilerin mezun olması ve hocaların eğitim vermeye devam etmesi bu çıkarımı yapmaya elverişli bir zemin sunmaktadır. 20 yüzyıl boyunca Kuzey Makedonya’da medreseler faaliyetlerine devam ettiler. Bu eğitim kurumlarındaki öğretmenler yurt dışında ve yurt içinde yüksek eğitim kurumlarından mezun olan kişilerdi. Çoğu durumda, çalışmaların süresinin belirli bir zaman çerçevesine sahip olmadığını belirtmek doğrudur; bu süre öğrencilerin icazetname (diploma) almasına kadar sürmekteydi (Bkz. Zekaj, 1997).
Burada Kuzey Makedonya’daki İslamî eğitimin bölgedeki dinî eğitim sisteminin yapı ve organizasyonunun en iyilerinden biri olduğunu vurgulamalıyız. Kuzey Makedonya’daki İslamî eğitimin yönetim ve organizasyonunun sorumluluğu 1994’te devlet ve Müslüman toplumun ilişkilerini düzenlemek üzere kurulan İslam Cemaatindedir.
Kuzey Makedonya’daki İslamî eğitim 4 birimden oluşur:
Medreseler,
Fakülteler,
Okullardaki dinî eğitimler,
Mektepler.
İsa Bey Yüksek İslam Medresesi
1941 Üsküp kuşatmasından sonra Bulgar otoriterelerinin aldığı önlemlerden biri İsa Bey Medresesi’nin faaliyetlerinin bitirilmesidir. Son on yılda bu eğitim kurumunun faaliyetlerinin durması, 1979 yılında ICCN’nin burayı restore etmek için gerekli adımları atmasına değin devam etti. Çeşitli girişimlerden sonra Kuzey Makedonya’daki dinî otoriteler buranın yeniden inşasına ve faaliyetlerine devam etmesine izin verdi. 1984-85’te eğitim burada yeniden başladı. Bu medresenin ICCN tarafından fonlanan yasal bir kurum olduğu düşünülüyor. Bu medresenin Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nde bulunan ve desteklenen yüksek okullar listesinde bulunmadığını belirmekte yarar vardır. Bu sebeple medrese öğrencileri seküler üniversitelere kayıt noktasında problemler yaşamaktadırlar. Şu anda bu medresede 568 öğrenci ve 98 çalışan vardır. 1984-1985’ten beri 3583 öğrenci medereseye kayıt oldu ve 1584 öğrenci mezun oldu. Bu medresenin temel amacı imam, vaiz ve hafız yetiştirmektir (Nexhipi, 2011, s. 24; Brezi i Ri, 2011).
2000’li yıllardan sonraki dönem İsa Bey Medresesi’nin gelişimi açısından bir dönüm noktası olarak düşünülmektedir. Bu çalışmaların oranının yükselmesi ve Kuzey Makedonya kanunlarındaki ikinci dönem eğitimin zorunlu olması meselesinin anayasaya girmesi, buradaki eğitime devam etmek için öğrencilerin-adayların artan talebinin etkisine örnek olacak iki anahtar faktör olarak düşünülebilir. Kuzey Makedonya’da ICNM son dönemin koşullarını dikkate alarak bu bölgedeki Müslüman nüfusun eğitim ihtiyaçlarıyla ilgili olabilecek somut adımlar atmayı amaçladı. Bu yüksekokullardaki eğitime yönelik yüksek talep, bu tarz medreseleri Gostivar ve Tetove gibi bölgelerde de açma noktasında dinî otoriteleri cesaretlendirdi. ICNM’ nin gelecekte Kumanavo ve Kicevo’da da bu medreselerin benzeri sınıflar açmayı planladığını ifade etmesi bu konudan bahsedilmeyi hak etmektedir (Ebibi, personal communication, 2011).
Bölgedeki İslamî eğitimin lehine okulun zihinlerde olumlu yansımalarını baz alarak bu adımların kabul edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Harf devrimi ile ilgili müfredattaki ilk değişim, 1996 yönetim kadrosu zamanında matematiğin de içinde olduğu bazı konuların tasfiyesi ve bazı diğer konular ile ilgili birleştirme kararıdır. Öte yandan 2010’da eğitim sürecindeki yeni trendlerin dikkate alınması ile medreselerdeki müfredatı da içine alan bir komisyonun kurulması amaçlandı. Bu yeni fomasyonun temel karakteri kimya ve fizik didaktik gibi yeni konuların birleştirilmesiydi (Fen Bilgisi gibi).
Üsküp İslamî Bilimler Fakültesi
Soğuk savaş sonunda dünyanın çift kutuplu-sistemden çok kutuplu- sisteme dönüşmesi güçler arasındaki dengeyi ve uluslararası stratejiyi değiştirerek Balkanlar ve Kuzey Makedonya’ya büyük etkide bulundu. 1991’e gelindiğinde Yugoslavya’nın yıkılışı ile Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ilan fırsatı doğdu. Bu değişim Kuzey Makedonya için demokratik çoğulcu bir sisteme doğru bir hareket imkanı tanımaktaydı. Bu anlamda dinî otoritelerin çabasının bir sonucu olarak Müslüman toplum yüzyüze geldiği sorunlarla yüzleşmek üzere İslam Bilimleri Fakültesi yerini ve ağırlığını korudu (1995). 1997’de, iki yıl sonra, ICNM sistemindeki başlıca İslamî eğitim merkezi bu bölgede yaşayan Müslüman toplumun İslamî eğitiminin yeni dönemine işaret eden operasyonel bir yapı olarak ortaya çıktı. Bu fakültenin tarihindeki önemli dayanak noktası Kuzey Makedonya eğitim bakanının özel okul fakültelerinin akreditasyonu kararını verdiği 2008-2009 eğitim öğretim yılıdır (Pajaziti, 2010, s. 41).
ECTS’nin (Bologna Sistemi) bu fakültede kurulduğunun ve son çalışmalarının 8 dönem devam ettiğinin altını çizmeliyiz. İslam bilimi öğrencilerinin BA (Bachelor of Arts: Edebiyat Fakültesi Diploması) ünvanını elde etmeleri için 59 sınavdan geçmeleri ve yeterli donanıma sahip bir jüri karşısında tezlerini savunmaları gerekiyordu (toplamda 240 kredi). Bu fakültede bilimsel temelli 7 ders verilmekteydi. Yukarıda bahsettiğimiz Tetovo’daki Tetovo Devlet Üniversitesi (Kuzey Makedonya), Priştina İslamî İlimler Fakültesi (Kosova), Saraybosna İslamî İlimler Fakültesi (Bosna-Hersek), Viyana Üniversitesi (Avusturya) gibi yerel üniversitelerle ve yurtdışından üniversitelerle işbirliği yapan kurumların da varlığını belirtmeliyiz. Buna ilaveten, özellikle Türkiye’den ve Batı ülkelerinden İslam ve Doğu üzerine çalışan departmanlardan diğer kurumlarla işbirliğine ihtiyaç olduğunu da vurgulamak gerekmektedir.
Kabul edilme ihtiyacı noktasında önemli bir çalışma olarak şimdiye kadar basılan Përmbledhje Punimesh akademik dergisinin üç sayısını da belirtme ihtiyacı duymaktayız (bkz. Üsküp İslam Bilimler fakültesi). Her halükarda bu derginin daha sık basılmasında ve uzun zaman işlevsel oluşunda akademik eğitim personelinin sayısının artışının etkili olduğunu dikkate almalıyız.
Dikkate değer olan, bu büyük eğitim kurumlarına kayıt olmak için öğrencilerin istekli olmalarıdır. 2010’da kayıt olan öğrenci sayısı 63 iken 2011’de bu sayı 69’a yükselmiştir. Kabul edilen öğrencilerin çoğu kadınlardan oluşması da yükselen bir trend olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda Üsküp İslamî Bilimler Fakültesinin İslamî Pedagoji alanında da yüksek lisans programı verdiğinden bahsetmeliyiz.
Yukarıda bahsettiklerimiz bağlamında Kuzey Makedonya ve ötesinde olumlu etkilermeydana getiren yeni İslamî İlimler Fakültelerinin açılmaya devam edeceğini öngörmekteyiz. Bu kurumlara kayıt olma noktasında öğrencilerin yükselen talebi ve otoritelerin bu kurumların müfredatının gelişmesiyle ilgili planları bu alanda elde edilen başarıyı kanıtlamaktadır.
Devlet Okullarında Dinî Eğitim
Kuzey Makedonya Cumhuriyeti toplumu uyuşmayan farklılıklara haiz olarak farklı dil, din, kültür, etnik temelde karakterize edilmektedir. Toplumda farklı gruplar arasındaki çatışmaların kaynağı olarak görülen bu farklılıklar, aynı zamanda gelişme ve ilerleme için bir şans olarak da düşünülebilir. Bu çok dinli ve çok etnisiteli yapıda bireylerin ve farklı sosyal grupların tanınması ileride potansiyel olabilecek çatışmaların engellenmesinin yanı sıra, dinler üstü ve etnik yapılar üstü bir gelişim ihtiyacının aciliyetini ortaya koymaktadır.
Kuzey Makedonya’nın eğitim sisteminde dinsel etik-ahlâkî normlar[1] gibi dinî konuları öğrenmek ve Avrupa medeniyetindeki klasik ve dinî kültürü tanımak toplumdaki demokratik ve dinî değerlerin onaylanmasını güçleştiren bir sonuçtur. Kuzey Makedonya’da orta okullarda müfredat içinde bu konuların tanıtılması, ülkedeki Avrupa vatandaşı olma umudu olan yeni nesildeki vatandaşlık farkındalığının yükseltilmesi için önemli bir çabadır. Bu konuların içeriklerinin bu ülkedeki eğitim sitemindeki uygulamaların yanısıra ilgili devlet kurumları tarafından onaylanmasını anlatmaya çalışacağız.
2002-2003 Öğretim Yılı Din Eğitiminin Başlangıcı
Dinî Bilimler konusunun 2002-2003 eğitim yılı akademik müfredatı, inanç olarak vurgulanan sert bir teoloji öğretimi şeklindedir. Dinî yapı dinî temelde ayrışmış öğrenci ve din adamları tarafından yürütülmektedir. Böyle bir müfredat ayarlaması, dar manada anlaşılırsa, dinî hakikatin çalışılması ve dinî inançların gerekliliği bağlamında dinî bilimler konusunun özü ile ilgilidir (Bkz. Koceva, 2015, ss. 137-141).
2003 Kuzey Makedonya Anayasa Mahkemesi Tarafından Dinî Eğitimin Yasaklanması
Devlet okullarında yukarıda bahsedilen konuların öğretiminin uygun içeriğine rağmen, yasaklanması kararı, Kuzey Makedonya Anayasa Mahkemesi’nin bu konuyu devlet kurumları içinde gerçekleştirilen bir dinî faaliyet olarak yorumlamasından kaynaklanmaktadır. Bu yasak din ve inanç özgürlüğünün anayasal olarak garanti altına alınması prensibine ters olduğundan, bir yıl yürürlükte kaldıktan sonra askıya alındı.
(Bkz. Koceva, 2015, ss. 137-141).
2007 yılında Makedonya mahkemesi ilkokul kanunundaki değişikleri geçirdi ve bu yeni kanunun sonucu olarak 2008-2009 akademik yılı devlet okullları beşinci sınıf öğrencilerine verilen dinler tarihi veya din eğitimi konularından birini seçme zorunluluğu getirildi (BBC, 2007).
2009 Kuzey Makedonya Anayasa Mahkemesi Tarafından Din Eğitiminin Kaldırılması
Din eğitiminin Anayasa Mahkemesi tarafından kaldırılmasının ardından, Eğitim Geliştirme Bürosu, okullara din eğitimini getirme fikrinden vazgeçmedi. Yani Büro, Dinlerin Etiği konusunda bir müfredat oluşturulması için bu alanda çalışan ve dinlerin etik değerlerini inceleyecek uzmanlardan oluşan bir ekip kurulması amacıyla bir yarışma yapılacağını duyurdu.
2010 Üç Seçmeli Ders İçeren Din Eğitimi İçin Yeni Yasa
1 Eylül 2010 tarihinden itibaren din eğitimi, diğer iki konu ile birlikte, seçmeli bir ilkokul dersi olarak 6. sınıfta öğrencilere okutulmaktadır (Mirascieva, 2011, ss. 1404-1409). Bugün Makedonya Cumhuriyeti İlköğretim Kanununun 25. maddesi (Paragraf 2) ile ilkokullarda eğitim çalışmaları, Eğitim ve Bilim Bakanı tarafından belirlenen Eğitim Geliştirme Bürosu tarafından önerilen müfredata göre düzenlenir ve yürütülür (Paragraf 3). İlkokul müfredatı zorunlu ve seçmeli konuları, ek ve tamamlayıcı eğitimi içerir. 26. madde uyarınca, seçmeli ders olarak din eğitimi ilkokulda verilebilir (Bkz. Koceva, 2015, ss. 137-141). Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nde din eğitimi, “Dinlerde Etik” seçmeli dersi ile uygulanmaktadır. İlköğretim okullarındaki çocuklar tarafından diğer iki seçmeli dersle birlikte seçilen bir derstir (Avrupa Medeniyetinde Dinlere ve Klasik Kültüre Giriş) (Bkz. Koceva, 2015, ss. 137-141).
Makedon ilkokullarında din ile ilgili konuların demokratik ve dinî değerlerin güçlendirilmesine ve onaylanmasına katkıda bulunduğunu belirtmeliyiz. Son yıllarda -2008-2009’dan bu yana- Kuzey Makedonya Cumhuriyeti dinî değerleri tanıtmaya yönelik önemli adımlar attı. Bu doğrultuda eğitim sistemine dinlere giriş, din etiği ve Avrupa medeniyetinde klasik kültür gibi yeni konular dâhil edildi.
Bu konuların Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’ndeki devlet okullarının müfredatına dâhil edilmesiyle hükümet, sivil toplumda yaşamak için gerekli bilgi ve becerilere sahip yeni nesiller hazırlamanın yanı sıra Avrupa Birliği’nin gelecekteki vatandaşları olmayı amaçlamaktadır. Kuzey Makedonya eğitim sisteminde dinlere giriş, din ahlâkı ve Avrupa medeniyetinde[2] klasik kültür gibi din ile ilgili konuların öğrenilmesinin toplumda demokratik ve dinî değerlerin pekiştirilmesi ve onaylanması ile sonuçlandığının altı çizilmelidir. Dinler etiği konusu, 6. sınıfta haftada 2 ders saati içinde öğretilmektedir. Bu derste öğrencilere etik, iyilik ve ahlâkla ilgili temel konuların, İslam ve Hristiyanlık’ta ahlâkın temel ilkelerinin tanıtılması hedeflenmektedir. Ayrıca bu derste dinî ahlâka ve aidiyetlere sahip insanların diğer dinlere karşı insancıl ve hoşgörülü olmaya mecbur olduğu öğretilmektedir. Öğrencilere bu derste Makedonya’daki farklı dinlere hoşgörü ve saygının öğretilmesi amaçlanmaktadır. Böylece öğrencilerin diğer dinî ve etnik topluluklarla hoşgörü, diyalog ve işbirliği becerilerinin geliştirilmesi hedeflenmektedir (Ramadani, 2010, ss. 111-112).
Öte yandan, 6.sınıfta haftada 2 ders saati, yılda toplam 72 ders saati olmak üzere dinlere giriş dersi öğretilmektedir. Bu derste insanlık tarihi boyunca dinlerin gelişimi anlatılmaktadır. Ayrıca bu derste tek tanrılı dinler ve diğer dinler hakkında bilgi vermek ve bu dinlerin ayırt edici unsurlarını tanıtmak, farklı inançlara nasıl saygı duyulacağını öğretmek, farklı inançların doğası hakkında bilgi sahibi yapmak, diğer dinlerin üyeleriyle diyalog için beceriler kazandırmak ve dinin barışın korunmasındaki rolü hakkında bilgi edindirmek amaçlanmaktadır (Shotarovska, 2010, ss. 104-105).
Mektepler
Temel İslamî bilginin (ilmihal) öğretildiği ve Kur’an-ı Kerim okunmasının isteğe bağlı olduğu mekteplere katılım, Kuzey Makedonya okullarında din eğitiminin başlatılmasından sonra düşüşe geçmiştir.
Bosna-Hersek’te İslamî Eğitim
Bosna-Hersek’teki İslamî eğitim sistemi, Makedonya ile birlikte bölgedeki en iyi organize edilmiş ve yapılandırılmış dinî eğitim sistemlerinden biridir. Bosna-Hersek’te İslamî eğitimin yönetiminden ana ve tek sorumlu kuruluşu, devlet ile Müslüman topluluğun ilişkilerini düzenlemek adına 1882’de kurulan Bosna-Hersek İslam Cemaati’dir (ICBH). Bosna-Hersek’teki İslamî eğitim sistemi şu unsurlardan meydana gelir:
Medreseler,
Fakülteler,
Devlet okullarındaki dinî eğitim,
Mektepler.
Medreseler
Osmanlı döneminde Bosna-Hersek’te 23 medrese faaliyet gösteriyordu. En prestijli ve tanınmış medreselerden biri Gazi Hüsrev Bey tarafından 1537 yılında inşa edilen Gazi Hüsrev Bey Medresesi’dir. Bu kurum 478 yıldır sürekli olarak faaliyet gösteriyor (Bristric, 1988, s. 479). 1945’te Komünist Parti Bosna-Hersek’te hükümeti kurunca partinin yaklaşımının bir neticesi olarak Medreseler, İslam İlahiyat Yüksek Okulu ve Şeri okullar kapatıldı. Bu dönemde aktif kalan tek İslamî eğitim kurumu, çalışmalarını kesintisiz sürdüren Gazi Hüsrev Bey Medresesi idi.
Bosna-Hersek İslam Cemaati (ICBH) altı medreseyi yönetmektedir:
Gazi Hüsrev Bey Medresesi: kuruluşundan günümüze kadar kesintisiz sürekliliği olan tek medrese olarak kabul edilen medrese, Saraybosna’da 1537 yılında kurulmuştur.
Bahram Bey Medresesi: 1626 yılında kurulmuş ve 1993 yılında Tuzla’da yeniden kurulmuştur.
Elçi İbrahim Paşa Medresesi: 1706 yılında kurulmuş ve 1993 yılında Travnik’te yeniden kurulmuştur.
Osman Efendi Redzović Medresesi: 1992 yılında Visoko’da kurulmuştur..
Džemaluddin Efendi Čaušević Medresesi: 1993 yılında Cazin’de kurulmuştur.
Karadoz Bey Medresesi: 1557’de kuruldu ve 1995’te Mostar’da yeniden kurulmuştur.
Bu bağlamda, Medreselerin yüksek dereceli dinî okullar olduğunun ve öğrencilere ikinci sınıftan sonra beş çalışma alanından birini seçme imkânı sunduğunun altını çizmek zorundayız ve bunlar:
İslamî alan;
Filoloji;
Sosyal çalışmalar;
Matematik ve Fen Bilimleri;
Multidisipliner alanlar.
2004 yılında medrese eğitiminde çeşitli reformlar yapıldı ve bu reformların bir sonucu olarak olarak artık sadece mezunlarını imam, hatip veya muallim/muallime mesleği için yetiştirmemeye başladı. Yukarıda bahsedilen değişikliğin yanı sıra kamuoyunda farklı tartışmalara neden olan dersler nedeniyle geleneksel medreseler azalmaya başladı.
İslamî Yüksek Eğitim Kurumları
Bosna-Hersek, ünlü bir İslamî yüksek öğrenim geleneğine sahiptir. Önceden, Bosna-Hersek’teki İslamî yüksek öğretim kurumları şu alanlarda faaliyet göstermekteydi:
1879 ve 1893 yıllarında mekteplerde din öğretmeni ve muallim yetiştirmek için kurulan Dar-ül Mu’allimi.
1887’de kurulan ve 1935’te İslam İlahiyat ve Şeriat Yüksek Okulu’na dönüştürülen Şeriata Medresesi. Sosyalist Yugoslavya’daki Şeri mahkeme sisteminin kaldırılmasının ardından okulun 1946’da kapatıldığını belirtmekte fayda vardır.
Son zamanlarda ICBH üç yüksek eğitim kurumu işletmektedir ve bunlar: Saraybosna İslamî İlimler Fakültesi, Zenica İslamî Pedagoji Fakültesi ve Bihac İslamî Pedagoji Fakültesidir.
Saraybosna İslamî İlimler Fakültesi
1977 yılında kurulan Saraybosna İslamî İlimler Fakültesi 2014 yılında Saraybosna Üniversitesibünyesinde faaliyet göstermeye başlamıştır.
Saraybosna’daki İslamî İlimler Fakültesi, programları üç aşamada da sunmaktadır: Aşağıdaki dört alanda Bachelor of Arts (BA), Master of Arts (MA) ve Doctor of Philosophy (Ph.D.) dereceleri,
İslam Teolojisi (usul al-din) sekiz yarıyıl sürer.
1992 yılında başlatılan dinî pedagoji (el-terbiye al-diniye) sekiz yarıyıl sürer.
İmam hatipleri (vaizler) ve muallimlerin (öğretmenler) eğitimi altı yarıyıl sürer ve 2006 yılında hizmete başlatılmıştır.
Ayrıca, Boşnakça ve İngilizce dilinde İslamî İlimler Diploması başlıklı özel bir lisans dışı program sunmaktadır.
Fakülte, her akademik dönem için 300 tam zamanlı ve 500 yarı zamanlı öğrenci kaydetmektedir. Şimdiye kadar yaklaşık 580 lisans, 25 yüksek lisans ve 15 doktora öğrenci mezun oldu. Son zamanlarda fakülte yaklaşık 40 öğretim üyesi istihdam etti (17 Doktora ve 10 Yüksek Lisans sahibi) (Idriz, 2017, ss. 185-197).
Zenica İslam Pedagoji Fakültesi
İslam Pedagoji Akademisi, İslam dini öğretmenlerini yetiştirmeyi amaçlayan dört dönemlik bir program olarak 1993 yılında kurulmuştur. Kurum, 2004 yılında fakülteye dönüştürüldü ve Zenica Üniversitesinin işbirliği yaptığı bir üyesi oldu.
İslam Pedagoji Akademisi aşağıdaki çalışma programlarını sunmaktadır:
Sosyal Pedagoji (2005 yılında),
Okul Öncesi Öğretmenliği (2008 yılında),
Arap Dili ve Edebiyatı (2012 yılında).
Eğitim programları hem lisans hem de yüksek lisans düzeyinde sunulmaktadır. Bu bağlamda, bu fakültenin Çağdaş İslam Eğitim Düşüncesi doktora programı düzenleme iznine sahip olduğunu belirtmekte fayda vardır (İdriz, 2017, ss. 185-197).
Bihac İslam Pedagoji Fakültesi
1996’da kurulan İslam Pedagoji Fakültesi, Bihac Üniversitesinin kurucu üyelerinden biridir. Fakültenin iki çalışma programı sunduğunu belirtmeliyiz:
Lisans derecesinde altı yarıyıl, yüksek lisans derecesinde iki yarıyıl süren İslam Din Eğitimi ve
Sekiz yarıyıl süren Sosyal Pedagoji ve Manevi Bakım lisans programı.
Bu bağlamda, çalışma programının yeterince geliştirilmemiş ve düşük profilli olarak kaldığını vurgulamak gerekir.
Öğretim sürecinin çoğu dışarıdan öğretim görevlileri tarafından desteklenmektedir (İdriz, 2017, ss. 185-197)
Uluslararası İslam Üniversitesi Projesi
İslamî İlimler Fakültesi ve Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi ile Bosna-Hersek’de bir Uluslararası İslam Üniversitesi kurulması fikri vardı, ancak şimdiye kadar bu fikir gerçekleşmedi.
Devlet Okullarında Din Eğitimi
1994 yılında, Eğitim Bakanlığı ilk ve ortaokullarda din eğitimini seçmeli ders olarak başlattı. Yeni tanıtılan konularla ilgili olarak, bu konuların öğrenciler tarafından seçildiklerini ve konular seçildikten sonra zorunlu hale geldiklerini hatırlatmalıyız.
Ek olarak, bu konuların notlandırıldığını ve ilkokulun tüm sınıflarında haftada bir veya iki saat ve ortaokulun ilk iki sınıfında haftada bir saat yapıldığını vurgulamalıyız (İdriz, 2017, ss. 185-197).
ICBH’nin ilk resmi anaokulu 2012 yılında Brčko’da açıldı (İdriz, 2017, ss. 185-197).
Mektepler
Mekteplere katılım isteğe bağlıdır ve ICBH’nin eğitim politikalarına göre mektepler daha çok İslam’ın pratik öğretimine odaklanmalı, bunun yanında din eğitimi ise teorik sorulara odaklanmalıdır (Idriz, 2017, ss. 185-197).
Karadağ’da İslamî Eğitim
Podgorica’daki Mehmed Fatih medresesi, Karadağ’daki İslamî eğitim ve öğretimin bir direği olarak kabul edilmektedir. Medrese, erkek ve kadın şubelerinden oluşmaktadır. Erkek medresesi 2008 yılında kurulurken, kadın medresesi 2014 yılında kurulmuştur. Rozaje ve Ulcinj’de Mehmed Fatih medresesinin kadın şubesi birimleri bulunmaktadır. Mehmed Fatih medreseleri müfredatı dinî ve dinî olmayan derslerden oluşmaktadır.
Öte yandan, Sırbistan’daki İslam Cemaati Novi Pazar Medresesinin Rozaje’de de faaliyet gösteren kadın kolu ve faaliyetleri Karadağ İslam Cemaati (ICM) tarafından tartışılıyor-eleştiriliyor (Pacariz, 2019, s. 474).
Mehmed Fatih Medresesi’nin diplomaları, ülkedeki tek devlet üniversitesi olan Karadağ Üniversitesi tarafından tanınmaktadır. Ancak medresenin resmi eğitim sistemi tarafından tanınması süreci devam etmektedir. Mezunlarının bir kısmı Balkan ülkelerindeki üniversitelerde çeşitli disiplinlerde eğitimlerine devam etmektedir (Hadziomerovic, 2018, ss. 809-824). Karadağ’daki devlet okullarında din eğitimi verme süreciyle ilgili olarak, Karadağ Anayasası’nın devlet ve inanç ayrımını düzenleyen 14. maddesine dayanan İslam dinî eğitim ICM yapıları ve bazı Müslüman STK’lar tarafından yürütülmektedir (Bkz. Hadžiomerović, 2018, ss. 809-824).
Son olarak, Karadağ’daki Müslüman toplumda geleneksel olarak mekteplerin aktif olarak işlediğini ve mekteplerde yürütülen derslere katılımın gönüllü olduğunu vurgulamalıyız (Pacariz, 2019, s. 474).
Sırbistan’da İslamî Eğitim
Sırbistan’da Müslüman-devlet ilişkilerinin düzenlenmesi iki kurum arasında paylaşılmıştır:
Belgrad’da şubesi olan Sırbistan İslam Cemaati (İslamska zajednica Srbije-IZS);
Sırbistan’daki İslam Cemaati (İslamska zajednica u Srbiji-IZuS), Novi Pazar’da şubesi bulunmaktadır.
Bu bağlamda, İslamî kurumlar arasındaki ayrımın Sırbistan’daki Müslümanlar arasında paralel dinî eğitim kurumları yaratılmasına neden olduğunu vurgulamalıyız. Belgrad’da oturan İZS, Nahla, Novi Pazar’daki Sinan Bey Medresesi ve Prijepoje’deki kadınlar için Bakije Hanım Medresesi ve Belgrad’daki İslamî İlimler Fakültesi’ni yönetiyor. Öte yandan, Novi Pazar’da şubesi bulunan İZS, anaokulunu ve Wildan ve Rauda mekteplerini, Novi Pazar’daki Gazi İsa Bey Medresesini ve Novi Pazar’daki İslamî İlimler Fakültesini işletmektedir (Kostic, 2019, s. 592).
Sırbistan’daki devlet okullarında din eğitimi ile ilgili olarak, din eğitiminin 2001 yılında seçmeli ders olarak tanımlandığını vurgulamakta fayda vardır. Son zamanlarda, İslamî din eğitimi seçmeli bir derstir ve yedi veya yediden daha fazla sayıda ilgili öğrenciler varsa tüm sınıflarda haftada bir okutulur. (Bkz.Hadžiomerović, 2018ss. , 809-824).
Hırvatistan’da İslam Eğitimi
Hırvatistan’da İslamî eğitim, Hırvat başkentinde bulunan ve derslerin Hırvat dilinde öğretildiği özel bir İslam ortaokulu olan Dr. Ahmed Smajlovic tarafından temsil edilmektedir. Dr. Ahmed Smajloviç İslam ortaokulu 1992 yılında medrese olarak kurulmuş ve 2000 yılında Hırvat hükümeti tarafından özel bir okul olarak tanınmıştır. 2006 yılında medrese statüsünü, Hırvatistan’daki devlet liselerinin müfredatıyla uyumlu bir müfredatla genel bir İslamî liseye (İslami Gymnasium) dönüştürdü. Bu bağlamda, Hırvatistan’da İslamî İlimler Fakültesi’nin kurulması için bazı planlar yapıldığını ancak şimdiye kadar bu fikrin somutlaştırılmadığını belirtmeliyiz (Alibasic, 2010, s. 630; bkz. Hadziomerovic, 2018, ss. 809-824).
2008 yılında, Zagreb şehri yetkilileriyle işbirliği içinde Hırvatistan İslam Cemaati, Hırvatistan’daki ilk İslamî anaokulu olan “Jasmin” adlı bir anaokulunu açtı (Mujadzevic, 2013).
Hırvat hukukuna göre yukarıda belirtilen İslamî eğitim kurumlarının yanı sıra Müslümanlar, okuldaki asgari yedi Müslüman öğrenci sayısının karşılanması durumunda tüm devlet okullarında din eğitimini düzenleme hakkına sahiptir (bkz. Hadziomerovic, 2018, ss. 809-824; Hevesevic, 2020, s. 167). Ek olarak, Arap dili ve İslam Enstitüsü 2018’de açıldı ve Zagreb Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri Fakültesi’nde Arapçayı seçmeli ders olarak koyma planları bulunuyor (Hevesevic 2020, s. 167).
Kosova’da İslamî Eğitim
Kosova’da İslamî eğitim medreseleri, İslamî ilimler fakültesi, hafız enstitüleri ve lise tarafından temsil edilmektedir.
Kosova İslamî Eğitimi’nin ana ayağı, 1949’da kurulan ve 1952’de Prizren ve Gilan’daki ek şubelerle faaliyete geçen Alaaddin Medresesi tarafından temsil edilmektedir.
Öte yandan, Kosova’nın başkenti 1992 yılında kurulan ve o zamandan beri Kosova, Arnavutluk, Sırbistan, Kuzey Makedonya, Karadağ vb. ülkelerden Arnavut öğrencilerini çeken İslamî İlimler Fakültesi’ne ev sahipliği yapıyor.
Yukarıda belirtilen eğitim kurumlarının yanı sıra Yakova ve Prizren’deki Hafız Enstitüleri Kosova’daki Müslüman topluluğun dinî eğitim ihtiyaçlarını karşılıyor.
Tüm bu kurumlar Kosova İslam Cemaati’nin (ICK) kontrolü altındadır (Bkz.Hadžiomerović, 2018, ss. 809-824).
Alaaddin Medresesi, Komünist rejim sırasında Arnavut dilindeki tek İslamî okuldu. Günümüzde, medresenin müfredatı dinî ve dinî olmayan konuları birleştirmektedir. Bu medresenin diploması, çalışanların maaşları için finansman tahsisi Kosova Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı tarafından karşılanmaktadır (Bkz. Hadžiomerović, 2018, 809-824). Öte yandan, 2013 yılında kurulan ve Gülen Hareketi tarafından yönetilen özel bir okul olan Priştine’de bulunan Hasan Nahi Gymnasium’u da -Lisesini- belirtmeliyiz. Bu okul, Kosova’daki İslamî Eğitim sisteminin bir parçası olarak kabul edilir (www.hasannahi.com/rrethnesh/, iletişim tar. 17 Haziran 2020; Rasimi, 2020, s. 386).
Priştine’deki İslamî İlimler Fakültesi, Balkanlar’da derslerin Arnavutça öğretildiği ilk İslamî yüksek öğretim kurumudur.
2012 yılında Priştine’deki İslamî İlimler Fakültesi üç yıllığına akreditasyon kazandı ve fakülte dört yıllık bir lisans programı ve İslam İlahiyatı alanında yüksek lisans programı sunuyor (Alibasic 2010, s. 625; www.fsi92.net/en/studydocs/master/syllma/ Erişim tarihi 16 Haziran 2020).
Kosova’da Devlet Okullarında Din Eğitimi
Kosova’daki devlet okullarında din eğitimi ile ilgili olarak, kanunların ve yeni Kosova Anayasası’nın devlet okullarında din eğitimine izin vermediğini vurgulamalıyız (Bkz.Hadziomerovic, 2018, ss. 809-824).
Mektepler
Kosova’daki camilerin önemli bir parçası olan mektepler, çocuklara ve eski nesil Müslümanlara ilmihal, Kur’an okuma vb. gibi temel İslamî bilgilerin öğretilmesinde kilit rol oynamaktadır.
Arnavutluk’ta İslam Eğitimi
Komünizmin çöküşünden sonra Arnavutluk, Avrupa’nın en genç demokratik devletlerinden biri haline geldi. Rejim tarafından din ve inanç özgürlüğünün yok sayıldığı, göz ardı edildiği ve bu özgürlüklerle mücadele edildiği komünist rejimin yan etkileriyle mücadele eden Arnavut halkı, 1990’ların başında inanç ve inanç özgürlüğünü garanti altına alan yeni bir demokratik sistem ve toplum meydana getirmeyi başardı. Din, yeni siyasi seçkinlerin en önemli önceliklerinden biri haline geldi. Arnavutluk’ta İslamî eğitim ve öğrenimin başlıca yerleri ve kurumları medreseler, yükseköğretim kurumları ve farklı ideolojik ve mali geçmişlere sahip STK’lardır. Şu anda, Arnavutluk Müslüman Topluluğu (MCA) yedi medrese yönetmektedir:
Tiran’da Hafız Mahmud Daşi Medresesi,
Shkodër’de Hafız Sheh Shamia Medresesi,
Dıraç’ta Mustafa Varoshi Medrese,
Kavaje’de Hafız Ali Korça Medresesi,
Cerrik’te Elbasan Liria Medresesi,
Berat’ta Vexhi Buharaja Medresesi ve
Korçe’deki Abdullah Zemblaku Medresesi (Bkz.Hadziomerovic, 2018, ss. 809-824; Jazexhi, 2018, s. 33).
Yukarıda bahsedilen medreselerin müfredatı, din disiplinlerini, fen bilimleri veya sosyal bilimlerden belli disiplinlerle bütünleştirir (Bkz. Hadziomerović, 2018, ss. 809-824). 2003 yılına kadar, ÇKA’nın medreselerinin çoğu Arap STK’ları tarafından desteklenmekte ve yönetilmektedir. Daha yakın zamanlarda, Türk kuruluşları (çoğunlukla yedi medreseden beşini yöneten Fethullah Gülen hareketi) mali, altyapı ve insan kaynakları açısından Arnavutluk’taki Müslüman eğitim ve öğretim kurumlarıyla birlikte çalışmaktadır (Bkz. Hadziomerović, 2018, ss. 809-824).
MCA ayrıca 2011 yılında faaliyetlerine başlayan ve yönetimi büyük ölçüde Türk Gülen Hareketi’nin öğretilerinden ilham alan Beder Üniversitesi adında bir üniversiteyi işletmektedir. Bu üniversite ilahiyat üniversitesi olarak kabul edilmese de yine de İslamî Bilimler lisansı ve Modern İslam Bilimleri veya Temel İslam Bilimleri yüksek lisans programları sunan bir İslam Bilimleri Bölümünü yürütmektedir (Jazexhi, 2018, s. 33; www.beder.edu.al/ Erişim tarihi 12 Haziran 2020).
Medreselerde ve yüksek eğitim kurumlarında İslam’ı öğrenmenin yanı sıra, Arnavutluk’taki Müslüman STK’lar İslamî bilgiyi Arnavut Müslümanlar arasında yaymak için farklı etkinlikler düzenlemekte ve dersleri camilerde veya farklı merkezlerde yapmaktadırlar (Jazexhi, 2018, 33).
Balkanlar’da Din Eğitimi Üzerine Güncel Tartışmalar
Kuzey Makedonya’da ortaöğretim okullarına din eğitiminin girişi, buna duyulan ihtiyaç ve uygulama şekli hakkında çeşitli tartışmalar başlatmış olsa da vatandaşların çoğu din eğitiminin, genel olarak, dinî miras, ama aynı zamanda karşılıklı hoşgörüyü güçlendirmek ve insan hak ve özgürlüklerine saygı duymak için gerekli olduğu kanaatindedir. Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nde halk eğitimine din eğitiminin getirilmesi sırasında var olan temel ikilemler şunlardı:
Devletin laikliği tehlikede mi? Kuzey Makedonya laik bir devlettir. Kilise ile devletin ayrılması, Kilise ve sivil hükümetin iç işlerine karşılıklı bağımsızlık ve karşılıklı müdahalesizliği ifade eder: Devlet işleri kilise yaptırımı gerektirmez ve bunun tersi de geçerlidir. Ancak bu tür bir bölünme düşmanlığa, izolasyona, ortak çıkarların ve eylemlerin yokluğuna yol açar mı? Her sivil toplum kuruluşu diğer kuruluşların çalışmalarına müdahale etmeden kendi iç düzenine ve kurallarına göre hareket eder. Bununla birlikte, pratikte, genel amaç ve halkın refahı için birlikte çalışırlar. Kuzey Makedonya’daki Kilise veya İslam Cemaati devletten ayrıdır ancak toplumdan ayrı değildir (Bkz. Koceva, 2015, ss. 137-141).
Sosyalizm/komünizm çağında, devlet tarafından verilen her eğitim zorunlu olarak din karşıtıydı; bugün bunun için hiçbir neden yok; ancak okulda dine dönüş, eğitimin seküler karakterini korurken, biraz çaba ve zaman gerektiriyor.
Avrupa’da din öğretiminin öğrencilerin laik eğitimini hiçbir şekilde engellemediği ve başarının garantisi olarak hizmet ettiği birçok ülke vardır (Bkz. Koceva, 2015, ss. 137-141).
Öğrenciler yeni konu ile aşırı yüklenecek mi? Bugünün bakış açısından, çocuklar birinci sınıftan itibaren bunalmış durumda ve bu hem öğrenmeye hem de öğrencileri yetiştirmeye zarar veriyor. Modern okul müfredatları çalışma materyali ile aşırı yüklenmiş durumdadır. Ancak bilim pedagojisi ve psikoloji bilimi, yükün öğrencilerin tercihlerine ve yeteneklerine bağlı olarak azaltılması, yeniden dağıtılması ve farklılaştırılması gerektiğini kanıtlamaktadır. Bununla birlikte, din bilimleri müfredatın bir parçası olduğu için güvenilir olduğunu kanıtlamıştır (Bkz. Koceva, 2015, ss. 137-141).
Okullarda din eğitimi yoluyla öğrencilerde dinî hoşgörü ve çoğulculuk veya hoşgörüsüzlük ve inançlar arası nefret gelişecek mi? (Bkz. Koceva, 2015, ss. 137-141).
Öte yandan, 1994 yılında, Bosna-Hersek Eğitim Bakanlığı ilk ve ortaokullarda din eğitimini seçmeli ders olarak başlattı. Devlet okullarında bu yeni konuların tanıtılması sürecinde, Bosnalı vatandaşlar arasında esas olarak iki noktaya odaklanan farklı tartışmalar yaşandı:
Din eğitimi öğrenci arasında dinî bölünmelere neden olur mu?
Din eğitimi, dinler arası diyalog açısından gençler arasında farkındalık yaratma sürecini etkiliyor mu?
Arnavutların devlet okullarının din eğitimi ile ilgili deneyimine gelince, devletin ortaokul ve liselerde din eğitimi ve tarihi zorunlu ders olarak dâhil etme girişiminin bazı aydın gruplarının eleştirilerine maruz kaldığını vurgulamalıyız. Bu bağlamda, Tiran Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan Edmond Dragoti, BIRN’e verdiği bir röportajda, devlet okullarında din tarihi ve felsefesi hakkında konuşmanın bile devletin laik kültürüne karşı bir eylem olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Son olarak, Arnavutluk’taki dinî grupların ve toplulukların temsilcilerinin, devlet okullarına din eğitimini getirme fikrini memnuniyetle karşıladıklarını belirtmeliyiz (Bkz. Https://balkaninsight.com/2016/04/12/religion-in-public-schools-sparks-debates-in-albania-04-11-2016/ Erişim tarihi 24 Ocak 2021).
Sonuç
Balkan bölgesindeki toplumlar, kültürel, dil, dinî ve etnik temellerdeki farklılıklar ile karakterize edilmektedir. Bu gerçeklik bir fırsat olarak görülse de bazen bu bölgedeki farklı etnik ve dinî gruplar arasındaki çatışmaların kaynağı olabilir. Bu bağlamda, din eğitiminin genel olarak eğitimin temel dayanaklarından biri olarak kabul edildiği ve amacının çok kültürlülük, diğer(ler)ine -ötekilere- saygı, ifade özgürlüğü, hoşgörü vb. değerleri destekleyen yeni nesiller hazırlamak olduğu belirtilmelidir.
20. yüzyılda Balkanlar’daki İslamî eğitim, İslamî geleneksel değerleri geliştirmek ve farklı dinî, kültürel ve etnik geçmişlere sahip toplum grupları arasında diyaloğu teşvik etmek açısından hayati bir önem taşımıştır.
Balkanlar’da 20. yüzyılda İslamî bilgiyi tanıtmak ve İslamî eğitim vermek üzere medreseler ve mektepler kurulmuştur. 20. yüzyılın son on yılı ve 21. yüzyılın başlarında ise İslamî Yüksek Kurumları kurulmaya başlanmıştır.
Son dönem Balkanlar’daki devlet okullarında, bu bölgedeki toplumlarda dinî ve demokratik değerlerin güçlenmesi ve onaylanmasıyla sonuçlanan süreç, din ile ilgili yeni konuların müfredata dâhil edilmesiyle açıklanabilir. Balkanlar’daki devlet okullarının müfredatına dinî konuların dâhil edilmesiyle, bu bölgenin çok dilli ve çok dinli Avrupa Birliği vatandaşı olması beklenen yeni nesilleri arasında dinî vatandaşlık bilincinin artırılmasına yönelik önemli bir çaba ortaya konuldu.
Ek olarak, genelde Balkan bölgesindeki ve özellikle Bosna-Hersek ve Kuzey Makedonya’daki geleneksel İslamî eğitim ve öğretim kurumlarının Avrupa’nın diğer bölgelerindeki İslamî din eğitimi sistemleri için iyi bir model olarak kabul edilebileceğini vurgulamakta fayda vardır.
Son olarak, Balkanlar’da İslamî din eğitiminin, yabancı ideolojilerin ve dinî hareketlerin geleneksel İslamî model ve bu bölgedeki yaşam üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmede kilit bir rol oynadığını ve oynamaya devam ettiğini vurgulamalıyız.
Kaynakça
Ali, M. (2012). İslamic Education in Macedonia - The Case Of The Isa Beg Madrasa And The Faculty Of İslamic Sciences. In Ednan Aslan and Zsofia Windisch (Eds.), The Training Of Imams And Teachers For İslamic Education In Europe, Peter Lang: Oxford - Frankfurt - Berlin - Bern – Wien.
Alibašić, A. et.al. (2009). İslamic Education in Bosnia and Herzegovina. In Ednan Aslan (Ed.) İslamische Erziehung in Europe/İslamic Education in Europe, Vienna.
Alibašić, A. (2010). İslamic higher education in the Balkans: A Survey. In J. S. Nielsen et al. (Eds.), Yearbook of Muslims in Europe, Vol. 2. Leiden: Brill.
Asım, S. (2004). Üsküp Tarihi ve Civarı. İstanbul: Rumeli Araştırmaları Merkezi Yayınları.
BBC (2007). Religious Education Compulsory: The Macedonian government has decided to introduce religious education in primary schools next school year (in Macedonian) (http://www.bbc.co.uk/macedonian/news/story/2007/03/printable/070326_veronauka.shtml Retrieved 26 March 2020.)
Bristric, S. (1988). Cetiri i po Medresina stoljeca: Nosilac viseg saznajnog zivota, Glasnik, vol. 51, No. 5.
Hadžiomerović, I.A. (2018). İslamic Education in the Balkan. In Daun.H. et.al. (Eds.) Handbook of İslamic Education, Volume 7, Cham: Springer.
Halstead, M. J. (2005). Religious Education. In L. Jones et.al. (Eds.) Encyclopedia of Religion 11 Detroit: Macmillan Reference.
Hevesevic, S. (2020). Croatia. In J. S. Nielsen et al. (Eds.). Yearbook of Muslims in Europe, Vol. 11 Boston-Leiden: Brill.
Idriz, M. (2000). The Ijāzah Tradition in the 19th–20th Century Balkans. Al-Shajarah Journal of the International Institute of İslamic Thought and Civilization (ISTAC), vol. 5, No. 2
Idriz, M. (2003). İslam Eğitim Yaşamında İcazet Geleneği. Değerler Eğitim Dergisi, Journal of Values Education, vol. 1.
Idriz. M. (2017). İslamic Religious Education in Bosnia. In Yasar Sarikaya and Franz-Josef Baumer (Eds.). Aufbruch zu neunen Ufern: Aufgaben, Problemlagen und Profile einer İslamischen Religionspadagogik im Europaischen Kontext, Giessen: Waxmann.
Janjatova, V.D. et. al. (2010). Kultura klasike në civilizimin evropian. Shkup: Ministria e Arsimit dhe Shkencës e Republikës së Maqedonisë.
Jazexhi, O. (2018). Albania. In J. S. Nielsen et al. (eds.). Yearbook of Muslims in Europe, Vol. 9 Boston-Leiden: Brill.
Kostic, E.I. (2019). Serbia. In J. S. Nielsen et al. (eds.). Yearbook of Muslims in Europe, Vol. 10, Boston-Leiden: Brill.
Köylü, M. (2017). Batı ülkelerinde din eğitimi: Genel bir bakış. MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 6 (s. 4).
Koceva, D. et. al. (2014). Problems and dilemmas of introducing religious education in the educational system of the Republic of Macedonia, in a scientific meeting entitled: Competencies and Professional Development of the Teacher in the 21st Century (Компетенциите и професионалниот развој на учителот во 21 век). Skopje, North Macedonia: FON University.
Kuru, A. (2011). Pasif ve Dışlayıcı Laiklik: ABD, Fransa ve Türkiye. İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Mirascieva, S. et.al. (2011). Teaching in the Religious Education in the Republic of Macedonia today. Procedia - Social and Behavioral Sciences 15.
Monsma, S. V. et.al. (1997). The Challenge of Pluralism: Church and State in Five Democracies. Lanham, MD: Rowman and Littlefield.
Nexhipi, L. (2011). Zhvillimi i arsimit në periudhën osmane. Skopje: Hëna e Re, XXIV (p. 24).
Pajaziti, A. (2011). Religious Education in Macedonia (FYROM). Bursa: Journal of Balkan Studies I (p. 2).
Pacariz, S. (2019). Montenegro. In J. S. Nielsen et al. (Eds.). Yearbook of Muslims in Europe, Vol. 10, Boston-Leiden: Brill.
Portali i İslamistikës dhe Traditës Shqiptare, (from www.breziiri.com. Retrieved 30 December 2011)
Ramadani, N. (2010). Etika e Religjioneve. Skopje: Ministry of Education and Science of the Republic of Macedonia.
Rasimi. I. (2020). Kosovo. In J. S. Nielsen et al. (Eds.). Yearbook of Muslims in Europe, Vol. 11, Boston-Leiden: Brill.
Shotarovska, B. et al. (2010). Njohja me Religjionet. Skopje: Ministry of Education and Science of the Republic of Macedonia.
Zekaj, R. (1997). Zhvillimi i kulturës islame te shqiptarët gjatë shekullit XX. Tirana: Albanian Institute of İslamic Thought and Civilization.
http://hasannahi.com/rrethnesh/ (Retrieved 12 June 2020).
http://www.fsi92.net/en/studydocs/master/syllma/ (Retrieved 12 June 2020).
http://www. beder.edu.al/ (Retrieved 12 June 2020).
https://balkaninsight.com/2016/04/12/religion-in-public-schools-sparks-debates-in-albania-04-11-2016/ Retrieved 24 January 2021
[1] Çev. dipnotu: Yazarın burada ethic ve ahlâk kavramlarını aynı anlamda kullandığını farz ediyoruz.
[2] Eski ilkokul eğitim sistemine göre yukarıda bahsedilen konuların daha önce 5. sınıfta öğretildiği vurgulanmalıdır.